Gidenler...
Boşverenler...
Bir merhaba demek istedim; zamanında beni üzenler!
Siz geldiniz aklıma ama, artık hiç bir şekilde dokunamıyorsunuz ne içime ne kalbime ne de bana!
Yüzüm bile asılmıyor artık onca yavşaklıklarınızı hatırlayınca!
Neyse konumuz bu değil uzatmaya gerek yok ayrıca...
Dur hatta bir laf vardı...
Hatırlayacağım şimdi dilimin ucunda!
Hahhh!
çokta tın anlatabilidim mi acaba(!)... :))
Zeynepceee

"Bunca kalp kırıklıklarına rağmen küçüklüğümde yaptığım gibi rüzgarı arkama alıp bağırmak istiyorum hayata: Acımadı ki..!
31 Ağustos 2014 Pazar
HAYALLER BEDAVA...
Hayallerim yok benim ve “Şöyle olsa ne güzel olur!” dediklerim.
“Hayırlısı olsun.” demeyi öğrendiğim gün, hayallerimden vazgeçtim.
Hiçbir zaman anlamadım matematikten.
Bu yüzden hesap edemeyişim, neler yapabileceklerini insanların hâllerinden!
''Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna: “Yalnız olacağım.” dememiştim hiçbir zaman oysa.
Bir el olmalı hayatında. Ellerini bırakmayı ar sayan ve tutup ellerini, kendi paltosunun cebine sokan…
Hâlâ seviyor olabilirdim insanları, tanıdığım gibi kalsalardı ve oyun hamuru kıvamında, şekil değiştiriyor olmasalardı!..
Gözyaşı, çocukların ulaşamayacağı yerde saklanmalı!..
... ve birilerine, bir şeylere virgülün yetmediği zamanlar vardı. Maalesef “noktalamam” gerekti, birçok insanı!
Çekildim kabuğuma, buradan bakıyorum dünyaya. Çok şey kaçırdığımı sanmıyorum, duymadığım fazladan üç beş yalandan başka!
Hatalarım olmadı mı, oldu mutlaka ama melek olduğumu söylemedim hiçbir zaman insanlara!
… ve kimseye de gül bahçesi vadetmedim,“Hayaller bedava!” diye süslediğim yalanlarla!..
“Hayırlısı olsun.” demeyi öğrendiğim gün, hayallerimden vazgeçtim.
Hiçbir zaman anlamadım matematikten.
Bu yüzden hesap edemeyişim, neler yapabileceklerini insanların hâllerinden!
''Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna: “Yalnız olacağım.” dememiştim hiçbir zaman oysa.
Bir el olmalı hayatında. Ellerini bırakmayı ar sayan ve tutup ellerini, kendi paltosunun cebine sokan…
Hâlâ seviyor olabilirdim insanları, tanıdığım gibi kalsalardı ve oyun hamuru kıvamında, şekil değiştiriyor olmasalardı!..
Gözyaşı, çocukların ulaşamayacağı yerde saklanmalı!..
... ve birilerine, bir şeylere virgülün yetmediği zamanlar vardı. Maalesef “noktalamam” gerekti, birçok insanı!
Çekildim kabuğuma, buradan bakıyorum dünyaya. Çok şey kaçırdığımı sanmıyorum, duymadığım fazladan üç beş yalandan başka!
Hatalarım olmadı mı, oldu mutlaka ama melek olduğumu söylemedim hiçbir zaman insanlara!
… ve kimseye de gül bahçesi vadetmedim,“Hayaller bedava!” diye süslediğim yalanlarla!..
ÇOK KONUŞUYOR BAZEN KİMİ İNSANLAR..
Çok konuşuyor bazen kimi insanlar!
Haklı haksız, olur olmadık.
Herkes herşeyi biliyor ve bu benim canımı çok sıkıyor!
Sussalar mesela sadece iki dakika...
Her şeyi de bilmeyi verseler sözde hakkımda!
... ve defolup gidebilirler mesela o bilmem ne yaptığım yılan dili değmiş laflarıyla!
Öyle küçük dağları yaratmış, haddini bilmez varlıklarıyla...
havada burunlarını alıp yanlarına, toplayıp en ufak toza kadar; ne varsa onlara ait hayatımda sadece gitseler mesela!
Öyle gerek yok tarifi imkansız uzaklara falan da, gözüm görmesin bu bile "paha biçilmez" mutluluk için yeter bana!
Kendi başıma bıraksalar beni mesela, içine ettiğim "doğrularıda" kendilerine kalsa...
Onlar kendi "doğrularıyla" ben bir başıma, kalakalsa herkes kendi hayatıyla baş başa!
Haklı haksız, olur olmadık.
Herkes herşeyi biliyor ve bu benim canımı çok sıkıyor!
Sussalar mesela sadece iki dakika...
Her şeyi de bilmeyi verseler sözde hakkımda!
... ve defolup gidebilirler mesela o bilmem ne yaptığım yılan dili değmiş laflarıyla!
Öyle küçük dağları yaratmış, haddini bilmez varlıklarıyla...
havada burunlarını alıp yanlarına, toplayıp en ufak toza kadar; ne varsa onlara ait hayatımda sadece gitseler mesela!
Öyle gerek yok tarifi imkansız uzaklara falan da, gözüm görmesin bu bile "paha biçilmez" mutluluk için yeter bana!
Kendi başıma bıraksalar beni mesela, içine ettiğim "doğrularıda" kendilerine kalsa...
Onlar kendi "doğrularıyla" ben bir başıma, kalakalsa herkes kendi hayatıyla baş başa!
''DEĞER'' DEDİĞİN ŞEY AĞAÇTA YETİŞMİYOR SONUÇTA..
İnsanlar hiç bir zaman çok sevmediler beni....
Zaten ben de çok sevmedim hiç birini.
Ne vazğecilmezleri oldum.
Ne de vazgeçilmezim oldu hiç biri...
Farklıydık insanlarla onların çıkarları vardı, benimse doğrularım ve hayatımın olmazsa olmazları. ..
Mesela hiç sevmedim yalanı.
Vazgeçilmezim olan insanlar olsun isterdim.
Birileri için ağlayabilmek ve birilerini özlemek.
Zaten nasipte olmadı özlenmek.
Hep başkaları suçlu değildiya.
Benim de kusurlarım olmuştur mutlaka.
Mesela üç maymunu oynamamakla, hata mı ettim acaba?
Biliyorum kalpsiz gibi görünüyorum.
...ama değilim.
Sadece hak etmeyene prensip olarak değer vermiyorum.
"Değer" dediğin keza, ağaçta yetişmiyor sonuçta.
Zaten ben de çok sevmedim hiç birini.
Ne vazğecilmezleri oldum.
Ne de vazgeçilmezim oldu hiç biri...
Farklıydık insanlarla onların çıkarları vardı, benimse doğrularım ve hayatımın olmazsa olmazları. ..
Mesela hiç sevmedim yalanı.
Vazgeçilmezim olan insanlar olsun isterdim.
Birileri için ağlayabilmek ve birilerini özlemek.
Zaten nasipte olmadı özlenmek.
Hep başkaları suçlu değildiya.
Benim de kusurlarım olmuştur mutlaka.
Mesela üç maymunu oynamamakla, hata mı ettim acaba?
Biliyorum kalpsiz gibi görünüyorum.
...ama değilim.
Sadece hak etmeyene prensip olarak değer vermiyorum.
"Değer" dediğin keza, ağaçta yetişmiyor sonuçta.
KUSURSUZ MUYUM? TABİ Kİ DE DEĞİLİM !
Ağzım bozuk olabilir.
Doğrudur küfür eder...
Kırar dökerim...zamanı geldiyse bakmam ardıma giderim. Kusursuz muyum? Tabi ki de değilim!
Şimdi olduğu gibi daha üç satırda paçalarımdan akan hataları gözler önüne serebilirim.
Ama...
Hiç kimseye yalanlar söyleyip pembe tablolar çizmedim.
...ve birden fazla yüzle kimsenin karşısına geçmedim....
Sorgulamadım bugüne kadar kimsenin yaşantısını.... ve
hiç bir zaman gerçeğin önüne koymadım önyarğılarımı.
Herkesin mutlaka kendine göre doğruları vardı ve hayat kimbilir neye mecbur etmişti insanları.
Kolaydır gördüğün kadarıyla yaftalamak insanları ama birde görünmeyen yüreklerin içi vardı. ....
ve hayat senin hiç görmediğin bir yüzüyle imtihan ediyor olabilirdi insanları. ..
...
Doğrudur küfür eder...
Kırar dökerim...zamanı geldiyse bakmam ardıma giderim. Kusursuz muyum? Tabi ki de değilim!
Şimdi olduğu gibi daha üç satırda paçalarımdan akan hataları gözler önüne serebilirim.
Ama...
Hiç kimseye yalanlar söyleyip pembe tablolar çizmedim.
...ve birden fazla yüzle kimsenin karşısına geçmedim....
Sorgulamadım bugüne kadar kimsenin yaşantısını.... ve
hiç bir zaman gerçeğin önüne koymadım önyarğılarımı.
Herkesin mutlaka kendine göre doğruları vardı ve hayat kimbilir neye mecbur etmişti insanları.
Kolaydır gördüğün kadarıyla yaftalamak insanları ama birde görünmeyen yüreklerin içi vardı. ....
ve hayat senin hiç görmediğin bir yüzüyle imtihan ediyor olabilirdi insanları. ..
...
ÇAYLAR MI SOĞUK BENİM Mİ TADIM YOK ?
Çaylar mı soğuk benim mi tadım yok?
Demli çayın, açıktan neden herhangi bir farkı yok!
Canım istemiyor, yemeklerde güzel olmayan ne?
Oysa benim "yemek seçmek" gibi bir huyum da yok.
Kahvaltının mutlu etmek gibi bir özelliği yok bence.
Eğer sen mutluysan kahvaltı hoş geliyormuş galiba göze...Olabilir mi? Bilmiyorum veya neyse!...
ama kayısı reçelinden fazlasına ihtiyacım var mutlu olmak için şu günlerde.
Konu günler de değil yada erken uyanmak,
Gece uyuyamakta değil sonrasında bütün gün ayakta kalmaya çalışmak.
...veya daha yolu yarılamadan yağmura şemsiyesiz yakalanmak..
Hem mutlu ederdi beni yağmurda ıslanmak.
En çok sevdiğim pantolon, giymek istediğim zaman kirli sepetinde olabilir
Annemi de anlayabilirim ama konu oda değil!
Anlatamıyorum, anlamıyorum
Kendimi nereye koydum, beni bulamıyorum...
Demli çayın, açıktan neden herhangi bir farkı yok!
Canım istemiyor, yemeklerde güzel olmayan ne?
Oysa benim "yemek seçmek" gibi bir huyum da yok.
Kahvaltının mutlu etmek gibi bir özelliği yok bence.
Eğer sen mutluysan kahvaltı hoş geliyormuş galiba göze...Olabilir mi? Bilmiyorum veya neyse!...
ama kayısı reçelinden fazlasına ihtiyacım var mutlu olmak için şu günlerde.
Konu günler de değil yada erken uyanmak,
Gece uyuyamakta değil sonrasında bütün gün ayakta kalmaya çalışmak.
...veya daha yolu yarılamadan yağmura şemsiyesiz yakalanmak..
Hem mutlu ederdi beni yağmurda ıslanmak.
En çok sevdiğim pantolon, giymek istediğim zaman kirli sepetinde olabilir
Annemi de anlayabilirim ama konu oda değil!
Anlatamıyorum, anlamıyorum
Kendimi nereye koydum, beni bulamıyorum...
30 Ağustos 2014 Cumartesi
UNUTABİLECEKMİSİN..
Göründüğüm gibi değilim...
Bakmayın Yüreğimin somurtmasına,
Aslında en az çiçekler kadar renkli kişiliğim...
Lakin şimdilerde bekleyiş ve imtihan İçerisindeyim...
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye, sevmeye, öğrenmeye.
Gelsen de, gelmesen de
yüreğimdeki yangınım,
kalemimle anışım,
hasret türküleriyle, ağlamaklı gözlerle bekleyişimsin.
Sessizlikte sesim,
kimsesizlikteki , kimliğim,
ömrümün bereketisin...
Ne “ahımsın” benim ne de “eyvahım”
sen benim en güzel “eyvAllahımsın
Ve bilesin Sevgili..
Gözlerime
Suretinden başka hayal,
Sohbetime
Adından başka kelam,
Yüreğime
Senden başka heyecan,
Ve ömrüme senden başka bekleyiş düşmedi tek bir an.
Ey yanlızlığıma imza atan insan..!
Seni ne çok sevdiğimi de UNUTABİLECEKMİSİN...
Bakmayın Yüreğimin somurtmasına,
Aslında en az çiçekler kadar renkli kişiliğim...
Lakin şimdilerde bekleyiş ve imtihan İçerisindeyim...
Nasıl da mecburmuşuz sabretmeye, sevmeye, öğrenmeye.
Gelsen de, gelmesen de
yüreğimdeki yangınım,
kalemimle anışım,
hasret türküleriyle, ağlamaklı gözlerle bekleyişimsin.
Sessizlikte sesim,
kimsesizlikteki , kimliğim,
ömrümün bereketisin...
Ne “ahımsın” benim ne de “eyvahım”
sen benim en güzel “eyvAllahımsın
Ve bilesin Sevgili..
Gözlerime
Suretinden başka hayal,
Sohbetime
Adından başka kelam,
Yüreğime
Senden başka heyecan,
Ve ömrüme senden başka bekleyiş düşmedi tek bir an.
Ey yanlızlığıma imza atan insan..!
Seni ne çok sevdiğimi de UNUTABİLECEKMİSİN...
BAZEN YORULUR İNSAN EN ÇOKTA KENDİNDEN..
Bazen yorulur insan.
En çok da kendinden..
O vakit sığınacak bir liman,
Gözlerini yormayacak bir ışık,
Öldürmeyecek bir kaza,
Çok yakın bir uzaklık arar..
Velhasıl; limanım, ışığım, kazam, ırağım, yakınım...
Yorgunum sevdiğim..
Çok yordum kendimi,
Gel, gülüşünün sırtına yaslanayım,
Kalamıyorum ayakta...
Soruyorlar :
Neden hep uzaklara bakıyorsun ?
Cevap veriyorum:
Çünkü ben bedenimin olduğu yerde değil,
Yüreğimin kaldığı yerde
Y A Ş I Y O R U M .
En çok da kendinden..
O vakit sığınacak bir liman,
Gözlerini yormayacak bir ışık,
Öldürmeyecek bir kaza,
Çok yakın bir uzaklık arar..
Velhasıl; limanım, ışığım, kazam, ırağım, yakınım...
Yorgunum sevdiğim..
Çok yordum kendimi,
Gel, gülüşünün sırtına yaslanayım,
Kalamıyorum ayakta...
Soruyorlar :
Neden hep uzaklara bakıyorsun ?
Cevap veriyorum:
Çünkü ben bedenimin olduğu yerde değil,
Yüreğimin kaldığı yerde
Y A Ş I Y O R U M .
ŞİMDİ SÜKUTUMUN HAYRA DÖNÜŞMESİNİ BEKLER KALBİM..
Bazen söylenmesi gereken o kadar çok söz olur ki.
Durmadan yazıp anlatmak istersin ama karşında ki sevginden yorulmasın diye susarsın.
Sustukların seni öylesine boğar ki.
Yazdıklarını aslında onun okumasını İstersin ama senin gözyaşları İçinde hıçkıra hıçkıra ağlayıp yazdıklarını O anlamayacağı İçin.
Kendin yazar, kendin okur ve yine kendin silersin...!
Onunsa senin sustukların dan haberi dahi olmaz.
Ve sen önce yazıp, sonra okuyup ve sonunda da sildiğin her satırla birlikte,
Onun da senden biraz daha silinip yok olduğuna şahitlik edersin.
Gözünde ve gönlünde o çok yücelttigin bir bakmışsın sende sıradan biri olur.
Aslın da onun da senden İstediği de budur...
Sustum..
Dilimi gönlüme kilitledim,
Sadece sustum...
Sonra aldım elime kalemi...
İki satırda bir, sen düştün kağıda...
Kimse hissetmedi seni yazdığımı...
Sen bile hissetmedin...
Şimdi sükûtumun hayra dönüşmesini bekler naif kalbim....
Ahh...
Kahrını Kaderime Yazdıran Sevgili,
Madem Aşka Dair Mevsimler Yoktu,
Senin Gökyüzünde...
Neden Aşkla Vurdun kalbime...
Durmadan yazıp anlatmak istersin ama karşında ki sevginden yorulmasın diye susarsın.
Sustukların seni öylesine boğar ki.
Yazdıklarını aslında onun okumasını İstersin ama senin gözyaşları İçinde hıçkıra hıçkıra ağlayıp yazdıklarını O anlamayacağı İçin.
Kendin yazar, kendin okur ve yine kendin silersin...!
Onunsa senin sustukların dan haberi dahi olmaz.
Ve sen önce yazıp, sonra okuyup ve sonunda da sildiğin her satırla birlikte,
Onun da senden biraz daha silinip yok olduğuna şahitlik edersin.
Gözünde ve gönlünde o çok yücelttigin bir bakmışsın sende sıradan biri olur.
Aslın da onun da senden İstediği de budur...
Sustum..
Dilimi gönlüme kilitledim,
Sadece sustum...
Sonra aldım elime kalemi...
İki satırda bir, sen düştün kağıda...
Kimse hissetmedi seni yazdığımı...
Sen bile hissetmedin...
Şimdi sükûtumun hayra dönüşmesini bekler naif kalbim....
Ahh...
Kahrını Kaderime Yazdıran Sevgili,
Madem Aşka Dair Mevsimler Yoktu,
Senin Gökyüzünde...
Neden Aşkla Vurdun kalbime...
29 Ağustos 2014 Cuma
Yürekten sevenler kalır hep…
dört harf
iki hece
''gece''
oysa
ne kalabalıktır
suskun masallar
suskun gökyüzü
suskun sen
suskun ben
tenha bir aşk...
Uykun gelmiyor diye gözlerini suçlama
belki de beklediğin uyku değildir...
Herkesin yanına gitmek istediği birileri vardır;
Gecenin 1 veya 3 'ü
Sabahın körü
hatta Cehennemin dibi olsa bile..
Bilir misiniz?
İnsanın yanında büyük sözler söyleyenler değil;
Yürekten sevenler kalır hep…
Ve Bin kere özledim diyene değil,
'bir' kere görmeye gelene inanırım
Aşkın süstü diyorum .....
bu kadar kolay TOZ tuttuğuna göre
Her sakallıyı dedesi,
her çiçeği GÜL,
Her duyguyu AŞK sanan..
Senin duyduğun aşk değil,
KURU GÜRÜLTÜ.!.....
Yüreği yangın görmemişin,
külü mangala yetmiyor.
Diline sevgiyi dolayan, kendini MECNUN sanıyor.
Oysa "AŞKIN "orta yeri SAVAŞ,
Senin elin SİLAH bile tutmuyor.!
iki hece
''gece''
oysa
ne kalabalıktır
suskun masallar
suskun gökyüzü
suskun sen
suskun ben
tenha bir aşk...
Uykun gelmiyor diye gözlerini suçlama
belki de beklediğin uyku değildir...
Herkesin yanına gitmek istediği birileri vardır;
Gecenin 1 veya 3 'ü
Sabahın körü
hatta Cehennemin dibi olsa bile..
Bilir misiniz?
İnsanın yanında büyük sözler söyleyenler değil;
Yürekten sevenler kalır hep…
Ve Bin kere özledim diyene değil,
'bir' kere görmeye gelene inanırım
Aşkın süstü diyorum .....
bu kadar kolay TOZ tuttuğuna göre
Her sakallıyı dedesi,
her çiçeği GÜL,
Her duyguyu AŞK sanan..
Senin duyduğun aşk değil,
KURU GÜRÜLTÜ.!.....
Yüreği yangın görmemişin,
külü mangala yetmiyor.
Diline sevgiyi dolayan, kendini MECNUN sanıyor.
Oysa "AŞKIN "orta yeri SAVAŞ,
Senin elin SİLAH bile tutmuyor.!
KADINLAR; BİR ERKEĞİ DEĞİL BİR ADAMI SEVİN
Erkek olmakla, adam olmak farklıdır.
Erkekler hislerini belli etmez.
Ama bir adam; gerçekten gerektiğine inanırsa, sevdiğine hislerini belli eder.
Dayanamaz çünkü.
Hatta duyurmadığı yer kalmaz.
Erkek, sevdiğini aldatabilir.
Ama adam olan aldatmaz.
Aldatamaz.
Erkek, kaçar.
Adam olan sahip çıkar.
Erkek, kıskanır.
Adam olan ilişkisinin kıskanılmasını sağlar.
Erkek, sevdiğinden başka birine ihtiyaç duyabilir.
Adam olanın gözü sevdiğinden başkasını görmez, görmek istemez. Bu yüzden, siz kadınlar; bir erkeği değil, bir adamı sevin...
Erkekler hislerini belli etmez.
Ama bir adam; gerçekten gerektiğine inanırsa, sevdiğine hislerini belli eder.
Dayanamaz çünkü.
Hatta duyurmadığı yer kalmaz.
Erkek, sevdiğini aldatabilir.
Ama adam olan aldatmaz.
Aldatamaz.
Erkek, kaçar.
Adam olan sahip çıkar.
Erkek, kıskanır.
Adam olan ilişkisinin kıskanılmasını sağlar.
Erkek, sevdiğinden başka birine ihtiyaç duyabilir.
Adam olanın gözü sevdiğinden başkasını görmez, görmek istemez. Bu yüzden, siz kadınlar; bir erkeği değil, bir adamı sevin...
BİR KADIN SENİ SEVİYORSA
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir.
Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma!
Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma!
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genç adam kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında..
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,
Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini onu yanıltma.
İlk darbede yere çakılma oğlum,
İlk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla,
Ama asla !
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu..
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten,
Beklemekten,
Özlemekten,
Hatta dua etmekten...
Can havliyle, kaçar.
Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın.
Sahip çıkamadığın kadına hesapta soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sende patlarsın.
Bak oğlum !
Bu hayatta herşeyi alırsın yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni herşeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla..
Falan filan sonra,
Bilirsin ya..
Sen sen ol o kadını satma !
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.
Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.
Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edinilemez olan maddelerinden biridir.
Kadın olmanın kuralıdır..
Bir şey daha vardır ki,
Kuştur kadın,
Ve bir gökyüzü vardır her kadının.
Öyle bir havan olmalı ki adamım,
Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın.
Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın.
Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma!
Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma!
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genç adam kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında..
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,
Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini onu yanıltma.
İlk darbede yere çakılma oğlum,
İlk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla,
Ama asla !
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu..
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten,
Beklemekten,
Özlemekten,
Hatta dua etmekten...
Can havliyle, kaçar.
Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın.
Sahip çıkamadığın kadına hesapta soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sende patlarsın.
Bak oğlum !
Bu hayatta herşeyi alırsın yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni herşeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla..
Falan filan sonra,
Bilirsin ya..
Sen sen ol o kadını satma !
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.
Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.
Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edinilemez olan maddelerinden biridir.
Kadın olmanın kuralıdır..
Bir şey daha vardır ki,
Kuştur kadın,
Ve bir gökyüzü vardır her kadının.
Öyle bir havan olmalı ki adamım,
Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın.
Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın.
Hayat senin yaşamak istediklerin değil..
Hayat senin yaşamak istediklerin değil,
Kendisinin ne verdikleriymiş.
Kimsenin arşınına göre bez vermezmiş,
Önemli olan verdikleriyle yetinebilmekmiş.
Hiç birimiz film kahramanı değiliz,
Bazı şeylere gücünün yetmediğini kabul etmek gerekirmiş.
...ve mutluluk elde edebildiğin kadarıyla, yaşadıklarına eyvallah diyebilmekmiş.
Kurulan her hayal gerçekleşmeyebilirmiş,
Zaten hayal kurmak yorgun bir günün ardından oturduğun koltukta tatlı bir uykuya dalıp güzel rüya görmek gibi bir şeymiş. ..
Bir nevi gerçeklere mola vermekmiş.
Gülmek gerçekten önemliymiş,
Tebessüm edebilmek güzel giyinmek kadar mühim bir şeymiş.
Mesela allık yüzde bir çok şeyi kapatabilirmiş ama üzüntüyü gizleyemezmiş.
Oysa gülmek hiç bir fondotenin yapamayacağı kadar bir kadını güçlü gösterebilirmiş.
Bolca çikolata yemeliymiş,
Hayatı tatlandırmak yol üstünde bir bakkaldan alınan çikolatayla bile mümkün olabilirmiş.
Fazlası tatlar ve mutluluklar için fazlasıyla bedel ödenirmiş.
"Dinlemem değil" her şarkı dinlenmeliymiş,
Kulak verilse her şarkının seni anlattığı görülecekmiş.
Ucuz yol üstü lokantalarında yemek yemeliymiş
Sağlıklı sağlıksız. ..
Önemli olan yaşadıklarından tat alabilmekmiş.
"Sağlıklı beslenme" mi?
İlahi ben güldürdüm kendimi.
Hayatımızda onca zararlı insana yer vermiyoruz sanki...
.....
Kendisinin ne verdikleriymiş.
Kimsenin arşınına göre bez vermezmiş,
Önemli olan verdikleriyle yetinebilmekmiş.
Hiç birimiz film kahramanı değiliz,
Bazı şeylere gücünün yetmediğini kabul etmek gerekirmiş.
...ve mutluluk elde edebildiğin kadarıyla, yaşadıklarına eyvallah diyebilmekmiş.
Kurulan her hayal gerçekleşmeyebilirmiş,
Zaten hayal kurmak yorgun bir günün ardından oturduğun koltukta tatlı bir uykuya dalıp güzel rüya görmek gibi bir şeymiş. ..
Bir nevi gerçeklere mola vermekmiş.
Gülmek gerçekten önemliymiş,
Tebessüm edebilmek güzel giyinmek kadar mühim bir şeymiş.
Mesela allık yüzde bir çok şeyi kapatabilirmiş ama üzüntüyü gizleyemezmiş.
Oysa gülmek hiç bir fondotenin yapamayacağı kadar bir kadını güçlü gösterebilirmiş.
Bolca çikolata yemeliymiş,
Hayatı tatlandırmak yol üstünde bir bakkaldan alınan çikolatayla bile mümkün olabilirmiş.
Fazlası tatlar ve mutluluklar için fazlasıyla bedel ödenirmiş.
"Dinlemem değil" her şarkı dinlenmeliymiş,
Kulak verilse her şarkının seni anlattığı görülecekmiş.
Ucuz yol üstü lokantalarında yemek yemeliymiş
Sağlıklı sağlıksız. ..
Önemli olan yaşadıklarından tat alabilmekmiş.
"Sağlıklı beslenme" mi?
İlahi ben güldürdüm kendimi.
Hayatımızda onca zararlı insana yer vermiyoruz sanki...
.....
CANI OYUN İSTEYEN BURNUNA HALKA TAKSIN..
Seni üzmelerine izin verme!
Kaldırıp atmalarına, bir kenara bırakıp istedikleri gibi davranmalarına!
Kimse olmazsa olmazın değil ve hiç kimse senin kadar değerli değil!
Ayrıca senin hislerin, hayallerin kimsenin babasın parkı değil.
Canı oyun isteyen burnuna
halka taksın, çıksın ortaya oynasın(!)
Senin duyguların, onların kıvırması için fonda çalan oynak müzik değil!
Kimsenin iyi niyetini suistimal etmesine izin verme!
Sen içtenlikle “tamam” dersin,
“sevdiğin için başını eğersin” onlar başka düşünürler bilemezsin.
Oysa sende en az onlar kadar değerlisin. Değmez, bırak! Onlar gidip koyun sevsin!
Kaldırıp atmalarına, bir kenara bırakıp istedikleri gibi davranmalarına!
Kimse olmazsa olmazın değil ve hiç kimse senin kadar değerli değil!
Ayrıca senin hislerin, hayallerin kimsenin babasın parkı değil.
Canı oyun isteyen burnuna
halka taksın, çıksın ortaya oynasın(!)
Senin duyguların, onların kıvırması için fonda çalan oynak müzik değil!
Kimsenin iyi niyetini suistimal etmesine izin verme!
Sen içtenlikle “tamam” dersin,
“sevdiğin için başını eğersin” onlar başka düşünürler bilemezsin.
Oysa sende en az onlar kadar değerlisin. Değmez, bırak! Onlar gidip koyun sevsin!
25 Ağustos 2014 Pazartesi
CAN SUYUM...
Yine kaleme sarıldım
Kağıtla buluşup dökmek için içimi.
Ne vefalı bir dost şu kalemle kağıt.
Sen de severdin yazmayı.
Bana da yaz derdin !
Yaz tutma için de; kalemine anlat , şimşek olsun ve aksın içindeki biriktirdiğin yağmurlar kağıda.
İşte sevdiğim yağdırıyorum içimdeki sana olan hasretimi tıpkı istediğin gibi
Bugün bir afet sonucu yıkılmış en kazın molozu gibiyim...
Değersiz , ağır bir yük gibi
Sana anlatacak o kadar çok özlemim varki
Sen benim ördüğüm bir kör dügümdün , bal sanıp canıma sürdüğüm , gidecek onca yer varken durup seyrine durduğum..
Allah şahidim ki çok yorgunum, bedenen ve ruhen, bir günlük ömrü kalmış bir ihtiyardan farkım yok.
SEVDİĞİM...!
Çınarım olurmusun ?
Bir çınara yaslanır gibi yaslanmak istiyorum gövdene
Ruhuma soluk aldırmak istiyorum gölgen de
Dallarına uzanıp unutmak istiyorum ne acı yaşadıysam
Yeniden yeni güneşlerle doğmak ve yeşermek istiyorum seninle..
İzin ver izin ver de ulaşayım can damarlarına ben de iyileştireyim yaralarını
Can suyun olayım hergün yanı başında
Ama yok izin vermeyi bırak !
Her bana kızgınlıgına bir susuş saklayıp, bir iyi dilek temennisin de bulunup suskunluga bogulacaksın.
Sana kaç defa dedim !
Çat kaşlarını , as suratını ama küsme , susma ne olur.
Kesme bana sundugun muhabbettinden fışkıran can suyumu
İzin verme yapraklarımı döküp kurumama
Oysa sen konuşunca, gülümseyince geçen yıllara inat daha taze bir fidan oluyorum
Yeşermek için çabalayan...
Basma üzerime !
Ezme toprağımı !
Çiğneme dallarımı...
EĞER GÖRMEZDEN GELİP BU YAKARIŞIMI DEVAM EDİCEKSEN SUSMALARA...
Şimdi beni vur desem !
Şöyle yüreğimin şakağından...
Vur da sağ da sol da AŞK cümleleri kurmayayım...
Kağıtla buluşup dökmek için içimi.
Ne vefalı bir dost şu kalemle kağıt.
Sen de severdin yazmayı.
Bana da yaz derdin !
Yaz tutma için de; kalemine anlat , şimşek olsun ve aksın içindeki biriktirdiğin yağmurlar kağıda.
İşte sevdiğim yağdırıyorum içimdeki sana olan hasretimi tıpkı istediğin gibi
Bugün bir afet sonucu yıkılmış en kazın molozu gibiyim...
Değersiz , ağır bir yük gibi
Sana anlatacak o kadar çok özlemim varki
Sen benim ördüğüm bir kör dügümdün , bal sanıp canıma sürdüğüm , gidecek onca yer varken durup seyrine durduğum..
Allah şahidim ki çok yorgunum, bedenen ve ruhen, bir günlük ömrü kalmış bir ihtiyardan farkım yok.
SEVDİĞİM...!
Çınarım olurmusun ?
Bir çınara yaslanır gibi yaslanmak istiyorum gövdene
Ruhuma soluk aldırmak istiyorum gölgen de
Dallarına uzanıp unutmak istiyorum ne acı yaşadıysam
Yeniden yeni güneşlerle doğmak ve yeşermek istiyorum seninle..
İzin ver izin ver de ulaşayım can damarlarına ben de iyileştireyim yaralarını
Can suyun olayım hergün yanı başında
Ama yok izin vermeyi bırak !
Her bana kızgınlıgına bir susuş saklayıp, bir iyi dilek temennisin de bulunup suskunluga bogulacaksın.
Sana kaç defa dedim !
Çat kaşlarını , as suratını ama küsme , susma ne olur.
Kesme bana sundugun muhabbettinden fışkıran can suyumu
İzin verme yapraklarımı döküp kurumama
Oysa sen konuşunca, gülümseyince geçen yıllara inat daha taze bir fidan oluyorum
Yeşermek için çabalayan...
Basma üzerime !
Ezme toprağımı !
Çiğneme dallarımı...
EĞER GÖRMEZDEN GELİP BU YAKARIŞIMI DEVAM EDİCEKSEN SUSMALARA...
Şimdi beni vur desem !
Şöyle yüreğimin şakağından...
Vur da sağ da sol da AŞK cümleleri kurmayayım...
23 Ağustos 2014 Cumartesi
SUSUŞUNA ASAYIM KENDİMİ..
Hiç olmazsa içinin bir köşesine kıvrılıp,ölümü beklesem?
Sessizce.
Yada emir ver kalbime ; Susuşuna asayım kendimi...
Sorgusuz,sualsiz...
Eyy gece..git Yâr'e söyle..
Bilsin.
Gözlerimden uyku değil, uykumdan gözleri akıyor..
Ah yar!.. yeminler olsun ki; Gün gün değil. . .
Karış karış ÖZLEMİN kokuyor buralar!. . .
Canınla canım arasında, bundan önce bir geçmiş vardı;
orada tanışmıştık biz...
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde
Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu
otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime
”anne” dedim, ”hadi çay koy da içelim”
Sessizce.
Yada emir ver kalbime ; Susuşuna asayım kendimi...
Sorgusuz,sualsiz...
Eyy gece..git Yâr'e söyle..
Bilsin.
Gözlerimden uyku değil, uykumdan gözleri akıyor..
Ah yar!.. yeminler olsun ki; Gün gün değil. . .
Karış karış ÖZLEMİN kokuyor buralar!. . .
Canınla canım arasında, bundan önce bir geçmiş vardı;
orada tanışmıştık biz...
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde
Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu
otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime
”anne” dedim, ”hadi çay koy da içelim”
HERKESİN BİR UMUDU VARDIR...
Herkesin;
Bir umudu vardır,
Bir savaşı,
Bir kaybedişi,
Bir acısı,
Bir yalnızlığı,
Bir hüznü…
Çünkü herkesin bir gideni vardır.
İçinden bir türlü uğurlayamadığı...
Bir kadını iyi yanları için sevmek anlamsızdır.
Bunu zaten hak etmiştir.
Bu bir armağan değil, bir ödemedir.
Ama onu günahları için sevmek; işte asıl armağan budur.
Çünkü hak edilmemiş, kazanılmamış bir şeydir.
Onu kusurları için sevmek tüm iyilikleri onun uğruna feda etmektir.
Aşkın asıl işareti budur.
Çünkü vicdanını, mantığını ve en önemlisi kendine saygını feda etmiş olursun.
Mesela kız, diyebilseydi adama seni seviyorum, diye. O zaman bu hikâyenin sonu mutlu biter miydi
-Hayır bitmezdi
Şayet adam kendi sevgisinden emin olsaydı; kadının sevgi cümlesinin peşinde olmazdı...
Gel dese, gitsem. Birer kahve alsak, yürüsek sahil boyunca.
O sussa ben dinlesem...
Bir umudu vardır,
Bir savaşı,
Bir kaybedişi,
Bir acısı,
Bir yalnızlığı,
Bir hüznü…
Çünkü herkesin bir gideni vardır.
İçinden bir türlü uğurlayamadığı...
Bir kadını iyi yanları için sevmek anlamsızdır.
Bunu zaten hak etmiştir.
Bu bir armağan değil, bir ödemedir.
Ama onu günahları için sevmek; işte asıl armağan budur.
Çünkü hak edilmemiş, kazanılmamış bir şeydir.
Onu kusurları için sevmek tüm iyilikleri onun uğruna feda etmektir.
Aşkın asıl işareti budur.
Çünkü vicdanını, mantığını ve en önemlisi kendine saygını feda etmiş olursun.
Mesela kız, diyebilseydi adama seni seviyorum, diye. O zaman bu hikâyenin sonu mutlu biter miydi
-Hayır bitmezdi
Şayet adam kendi sevgisinden emin olsaydı; kadının sevgi cümlesinin peşinde olmazdı...
Gel dese, gitsem. Birer kahve alsak, yürüsek sahil boyunca.
O sussa ben dinlesem...
ADAM DEDİĞİN...
Adam dediğinde izzet–i nefis olacak..!
Midesi değil, yüreği geniş olacak..!
Bacım dediğine meyil etmeyecek..!
Yar dediğini sahiplenecek...!
Öyle kazanında her şey kaynamayacak..!
Acıyı da mutluluğu da Allahın'a kadar yaşamayı bilecek adam dediğin..
Sevmeyi bilecek adam dediğin;
Aşkın belden aşağıda değil sol yanında olduğunun farkında olacak.
Ruhundaki tek korku sevdiğini incitmek, kaybetmek olacak..!
Yar yâdına düşende yaprak gibi titreyecek...!
Adam dediğin haysiyetli olacak.
‘’Ben erkeğim yaparım!’’, demeyecek..!
Namusun bacak arasında değil ,
Yürekle beyin arasındaki o devasa arena da olduğunu bilecek..!
Sapla samanı karıştırmayacak..!
Yürekte başka,parmakta başka yüzük taşımıyacak..!
Bir gönüle iki leyla sığdırmaya kalkacak kadar aptal olmayacak..!
Midesi değil, yüreği geniş olacak..!
Bacım dediğine meyil etmeyecek..!
Yar dediğini sahiplenecek...!
Öyle kazanında her şey kaynamayacak..!
Acıyı da mutluluğu da Allahın'a kadar yaşamayı bilecek adam dediğin..
Sevmeyi bilecek adam dediğin;
Aşkın belden aşağıda değil sol yanında olduğunun farkında olacak.
Ruhundaki tek korku sevdiğini incitmek, kaybetmek olacak..!
Yar yâdına düşende yaprak gibi titreyecek...!
Adam dediğin haysiyetli olacak.
‘’Ben erkeğim yaparım!’’, demeyecek..!
Namusun bacak arasında değil ,
Yürekle beyin arasındaki o devasa arena da olduğunu bilecek..!
Sapla samanı karıştırmayacak..!
Yürekte başka,parmakta başka yüzük taşımıyacak..!
Bir gönüle iki leyla sığdırmaya kalkacak kadar aptal olmayacak..!
ÖLÇÜYLE SEVMEYİ BİLMEM BEN
Seni görünce üzerime alındım seni,
Subhan'Allah.. dedim!
Rabbim.. Bana daha önce hiç aşktan bahsetmemiştin.
Ölçüyle sevmeyi bilmem ben..
Göz kararı katarım aşka kendimi..
Kalbimin ayarı da yoktur zaten..
Fazla "sen" olursam, durdur beni. .
Sen ve Ben öyle bir 'BİZ' olacağız ki,
yanağına dokunan senin elin mi, benim elim mi karıştıracaksın...:)
Subhan'Allah.. dedim!
Rabbim.. Bana daha önce hiç aşktan bahsetmemiştin.
Ölçüyle sevmeyi bilmem ben..
Göz kararı katarım aşka kendimi..
Kalbimin ayarı da yoktur zaten..
Fazla "sen" olursam, durdur beni. .
Sen ve Ben öyle bir 'BİZ' olacağız ki,
yanağına dokunan senin elin mi, benim elim mi karıştıracaksın...:)
TANIDIKÇA SEVMEK
Tanıdıkça sevmek,
Aşktır..
Tanıdıkça sövmek,
Günâh..
Hiç tanıyamamak ise
Ayrı bir rezillik,
Ama yanlış tanımak daha beter;
Kaybedilen güven,
İsraf edilen zaman
Ve hebâ olan umutlar .
Benim gibi sevenler kendini unutur,
senin gibi sevenler “seviyorum” dediklerini...
Eğer imkanım olsaydı seninle bir daha tanışırdım.
En baştan sevmeye başlardım seni yeniden.
Seni ne kadar çok sevdiğimi daha az belli ederdim.
Sana olan sevgimi bilmeni her istediğimde değil, bunu duymaya her ihtiyacın olduğunda söylerdim sana...
Eğer bir daha tanışabilseydim seninle yeniden; bu aşkın asla bitmeyeceğini düşünerek değil, seni ne kadar seversem o kadar kârdır diyerek bir başka sarılırdım sana...
Aşktır..
Tanıdıkça sövmek,
Günâh..
Hiç tanıyamamak ise
Ayrı bir rezillik,
Ama yanlış tanımak daha beter;
Kaybedilen güven,
İsraf edilen zaman
Ve hebâ olan umutlar .
Benim gibi sevenler kendini unutur,
senin gibi sevenler “seviyorum” dediklerini...
Eğer imkanım olsaydı seninle bir daha tanışırdım.
En baştan sevmeye başlardım seni yeniden.
Seni ne kadar çok sevdiğimi daha az belli ederdim.
Sana olan sevgimi bilmeni her istediğimde değil, bunu duymaya her ihtiyacın olduğunda söylerdim sana...
Eğer bir daha tanışabilseydim seninle yeniden; bu aşkın asla bitmeyeceğini düşünerek değil, seni ne kadar seversem o kadar kârdır diyerek bir başka sarılırdım sana...
KADIN DEDİĞİN
``Kadın dediğin``diye cümleye başlamadan önce, kendine ne kadar adam diyebileceğini düşün!
Hiç zorlama kendini.
Kendini kandırma.
Dört dörtlük değilken, dört dörtlük cümleler kurma!
``Oturmasını kalkmasını bilecek`` diyorsun ya, oturduğun aşk sofralarından kaç kez bencilce kalktın iyi hatırla!
Türlü türlü yemekler, köpüklü kahveler, kusursuz itaatler istiyorsun ya önce bir yüreği doyurmak nedir onu kavra..
Hiç zorlama kendini.
Kendini kandırma.
Dört dörtlük değilken, dört dörtlük cümleler kurma!
``Oturmasını kalkmasını bilecek`` diyorsun ya, oturduğun aşk sofralarından kaç kez bencilce kalktın iyi hatırla!
Türlü türlü yemekler, köpüklü kahveler, kusursuz itaatler istiyorsun ya önce bir yüreği doyurmak nedir onu kavra..
PROFESYONEL YALANCILAR
Senin için ölürüm diyenler, öldü..
Kimin için yaşamayı seçtiler acaba..
Gel dostum, otur bi çay koy yalnızlığımıza. .
Bide sigara yak. .
Çünkü profesyonel bir yalancı herkes. .
‘Senden sonra hiç kimseyi sevemem’ derlerken bile, aklında bir başkası ile otururlardı genelde o masaya.
‘Biz hiç ayrılmayacağız inan bana ’ cümlesi bir yalan öznesidir artık senin için..
‘Neyse’ diye başlayan bi avuntu cümlesine sığınırsın o dakika..
Ve gözlerin dolar tamda o anda..
Çünkü kim ‘biz hiç ayrılmayacağız’ dedi ise sana, kim ‘senden sonra hiç kimseyi sevemem’ cümlesini kurdu ise kesin bir başkasına gitmiştir. .
Hemde yürüyerek değil lan, koşa koşa..
Hemde çok kısa bir zamanda. Siz o yüzden, ‘seni seviyorum’ diyenlerede hiç inanmayın. O kelimeyi, söyleyipte ‘sizi hiç sevmeyenleri’ de yazdırmayın bana..
Neyse, sırf dem doldur sen bana. .
Bugün de bulduk çay'ın dibini...
Kimin için yaşamayı seçtiler acaba..
Gel dostum, otur bi çay koy yalnızlığımıza. .
Bide sigara yak. .
Çünkü profesyonel bir yalancı herkes. .
‘Senden sonra hiç kimseyi sevemem’ derlerken bile, aklında bir başkası ile otururlardı genelde o masaya.
‘Biz hiç ayrılmayacağız inan bana ’ cümlesi bir yalan öznesidir artık senin için..
‘Neyse’ diye başlayan bi avuntu cümlesine sığınırsın o dakika..
Ve gözlerin dolar tamda o anda..
Çünkü kim ‘biz hiç ayrılmayacağız’ dedi ise sana, kim ‘senden sonra hiç kimseyi sevemem’ cümlesini kurdu ise kesin bir başkasına gitmiştir. .
Hemde yürüyerek değil lan, koşa koşa..
Hemde çok kısa bir zamanda. Siz o yüzden, ‘seni seviyorum’ diyenlerede hiç inanmayın. O kelimeyi, söyleyipte ‘sizi hiç sevmeyenleri’ de yazdırmayın bana..
Neyse, sırf dem doldur sen bana. .
Bugün de bulduk çay'ın dibini...
22 Ağustos 2014 Cuma
ZIKKIM İÇİN
Ortalama 20 fotoğrafın birinde güzel çıkıyoruz...
Sorsalar en büyük aşkları biz yaşadık. Küçük acılarla zaten işimiz olmaz...
Vatanımızı çok seviyoruz. Ülke bütünlüğünü zaten klavyeyle sağlıyoruz...
Sabah erken kalkmaktan bıktık...
Baksan herkeste bir starbucks havası.
Herkes din avukatı, herkes siyaset uzmanı...
Aşk lar duvarlarda, aşkları tüzelleşmiş salaklar..!
Ha bir de herkes Hint kumaşı... Ne diyelim...?
Ben , benim gibi düşünenler için çay koyuyorum...
Diğerleri zıkkım içsin..!
Sorsalar en büyük aşkları biz yaşadık. Küçük acılarla zaten işimiz olmaz...
Vatanımızı çok seviyoruz. Ülke bütünlüğünü zaten klavyeyle sağlıyoruz...
Sabah erken kalkmaktan bıktık...
Baksan herkeste bir starbucks havası.
Herkes din avukatı, herkes siyaset uzmanı...
Aşk lar duvarlarda, aşkları tüzelleşmiş salaklar..!
Ha bir de herkes Hint kumaşı... Ne diyelim...?
Ben , benim gibi düşünenler için çay koyuyorum...
Diğerleri zıkkım içsin..!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)