Yine kaleme sarıldım
Kağıtla buluşup dökmek için içimi.
Ne vefalı bir dost şu kalemle kağıt.
Sen de severdin yazmayı.
Bana da yaz derdin !
Yaz tutma için de; kalemine anlat , şimşek olsun ve aksın içindeki biriktirdiğin yağmurlar kağıda.
İşte sevdiğim yağdırıyorum içimdeki sana olan hasretimi tıpkı istediğin gibi
Bugün bir afet sonucu yıkılmış en kazın molozu gibiyim...
Değersiz , ağır bir yük gibi
Sana anlatacak o kadar çok özlemim varki
Sen benim ördüğüm bir kör dügümdün , bal sanıp canıma sürdüğüm , gidecek onca yer varken durup seyrine durduğum..
Allah şahidim ki çok yorgunum, bedenen ve ruhen, bir günlük ömrü kalmış bir ihtiyardan farkım yok.
SEVDİĞİM...!
Çınarım olurmusun ?
Bir çınara yaslanır gibi yaslanmak istiyorum gövdene
Ruhuma soluk aldırmak istiyorum gölgen de
Dallarına uzanıp unutmak istiyorum ne acı yaşadıysam
Yeniden yeni güneşlerle doğmak ve yeşermek istiyorum seninle..
İzin ver izin ver de ulaşayım can damarlarına ben de iyileştireyim yaralarını
Can suyun olayım hergün yanı başında
Ama yok izin vermeyi bırak !
Her bana kızgınlıgına bir susuş saklayıp, bir iyi dilek temennisin de bulunup suskunluga bogulacaksın.
Sana kaç defa dedim !
Çat kaşlarını , as suratını ama küsme , susma ne olur.
Kesme bana sundugun muhabbettinden fışkıran can suyumu
İzin verme yapraklarımı döküp kurumama
Oysa sen konuşunca, gülümseyince geçen yıllara inat daha taze bir fidan oluyorum
Yeşermek için çabalayan...
Basma üzerime !
Ezme toprağımı !
Çiğneme dallarımı...
EĞER GÖRMEZDEN GELİP BU YAKARIŞIMI DEVAM EDİCEKSEN SUSMALARA...
Şimdi beni vur desem !
Şöyle yüreğimin şakağından...
Vur da sağ da sol da AŞK cümleleri kurmayayım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder